top of page

HZ. MUHAMMED'İN İSLAMI YAYMA ÇABALARI

                                               Hz. Muhammed (s.a.v.) tebliğde bulunurken çok sabırlı davranmış                                                 insanların şahsına karşı yaptıkları hakaretlere kabalıklara ve                                                           taşkınlıklara her zaman göğüs germiştir. Kimseye beddua                                                               etmemiş, güler yüzlü, bağışlayıcı olmuştur. Onun bu davranışları                                                   tebliğde etkili olmuştur. Kur'an-ı Kerim'de buna işaret edilerek “ şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et…”(al-i İmran suresi, 159. ayet) denmiştir.

Hz. Muhammed (s.a.v.) insanların İslam'a girerek kurtuluşa ermelerini çok istemiştir. Bunun için de hayatı boyunca ulaştığı insanlara onları kırmadan incitmeden, İslam'ı tebliğ etmiş, bunda da başarılı olmuştur. O gönülleri fethederek insanların Allah'ın dinine girmelerini sağlamıştır. Bunu yaparken doğruluk, dürüstlük, adaletli olma, yumuşak huyluluk, bağışlayıcılık ve cömertlik gibi vasıfları ona yardımcı olmuştur.

Hz. Muhammed (s.a.v.) tebliğinde mektupları da kullanmış bazı devletlerin hükümdarlarına mektuplar yazarak onları İslam'a davet etmiştir. Hz. Peygamberin tebliğinde önemli bir nokta da yaşantısıyla gerçekleşmiştir. Onun yüzüne bakan onda ne bir yalan ne de bir güvensizlik görmüş, bu hali de insanların kendisine bağlanmasını sağlamıştır.

Hz. Muhammed (s.a.v.) gerek sahabeye gerekse sonradan gelecek Müslümanlara tebliğin nasıl yapılacağı hususunda en güzel örnek olmuş ve “Kolaylaştırın, güçleştirmeyin. Müjdeleyin, nefret ettirmeyin”(Kütub-u Sitte, s63) buyurarak, dinin sevdirilerek tebliğ edilmesini istemiştir.

 

Hz. Muhammed’in Medine’deki İlk Faaliyetleri

Resulullah (sav.), hem Mekke döneminde hem de Medine döneminde İslam’ı yaymaktan bir an olsun geri durmamıştır. Hac mevsiminde Kâbe’ye ziyarete gelenlere, panayırlarda bulduğu insanlara, bütün akraba ve yakınlarına zengin-fakir, kadın-erkek ayırımını yapmadan onlara Tebliğde bulunmuştur. Medine’ye geldikten sonra da İslam’ı yaymak için öncelik sırasına göre yapacağı işleri ele almış ve uygulamıştır. Hz. Muhammed’in (sav.) Medine’deki ilk faaliyetlerini şu şekilde sıralamak mümkündür.

 

Eğitim, Siyasî ve Diplomatik Faaliyetleri

Mescid-i Nebevi’nin yapılması her hususta bir ilk olma özelliğine sahiptir. Çünkü orası Mescid olarak yapılırken sadece ibadet için değil, aynı zamanda istişare, eğitim, elçileri kabul, mahkeme, cezaevi, devlete ait olan malî serveti muhafaza gibi çok yönlü hizmetin görülmesinde merkezi yer olmuştur.

Peygamberimiz ikinci eşi Hz. Şevde için bir oda mescidin yanına yaptırdı. Hz. Muhammed (sav) peygamber olduktan 10 yıl sonra Mekke’de Hz. Aişe ile nişanlandı, 17 yaşlarında iken Medine’de bu evlilik oldu. Hz. Aişe için bir başka oda inşa edildi.

  • Bu mescidin kuzey cephesinde İslam’ı öğrenip başkalarına anlatacak, yayacak kadro olan As-hab-ı Suffe (İlkEğitim gören sahabîlerin kaldıkları yer olup, güneşin sıcaklığından korunmak için yapılan gölgelik anlamına gelmektedir.)’ nin kalacağı bölüm inşa edilmiştir.

  • Medine’nin sınırlarını belirlemek maksadıyla Kaab bin Mâlik başkanlığında bir heyet, şehrin etrafındaki tepelere sınır taşları dikilerek, vatan sınırları belirlenmiş oldu.

İlk olarak Ensar ve Muhacirler arasındaki kardeşlik antlaşmalarına dair hususlar belirtildi ve uygulandı. Müslümanlarla birlikte şehrin savunmasında ortak hareket edeceklerini kabul eden Medineli Yahudiler, Bedir Savaş’ından sonra yapılan Medine Vatandaşlık Antlaşmasını gereği Medine’nin idaresi altında olduklarını kabul eden sözleşmeyi imzaladılar.

Farz kılınan ibadetler ve sosyal hayatta yapılan değişiklikler

  • Ezan hakkında ilk rüya gören Abdullah b. Zeyd b. Sa’lebe ile Hz. Ömer olmuştur. Onlara rüyalarında bir meleğin öğrettiği şeklini Hz. Muhammed çok beğenmiş ve öylece okunmasını kabul etmiştir.

  • Hicret’ten önce iki rekât olarak kılınan beş vaktin farz namazları, hicretten bir ay sonra öğle, ikindi ve yatsı dört rekât, sabah iki, akşamın farzı ise üç rekat olarak kalınmaya başladı.

  • Kıblenin değişmesi için ilâhîemirgeldi. H.2./M. 623 yılında ikindi vaktinde, farzın üçüncü rekâtı kılınırken Bakara 144. âyeti nazil oldu. Peygamberle birlikte o esnada namaz kılan bütün arkadaşları yüzlerini Kudüs’ten Mekke’ye yani Ka’beye çevirdiler. Peygamberimizin Medine’ye gelişlerinin 17. ayında iken Kıble’nin değişmesi emri gelmiştir.

  • Hicretin 2. yılında Ramazan Orucu farz kılındı, Fitre verilmesi ve Bayram Namazı kılınması emrolundu. Kurban Bayramı namazı ve kurban kesilmesi emri de H. 2 yılında olmuştur.

  • Hicretin 2. yılında Müslümanların düşmanlarına karşı nefsi müdafaa için Cihad iznini bildiren âyetler nazil olmuştur. Bu âyetler: Hac: 39 ve Bakara: 190 dir.

Burada önemli bir husus da ilk seriyelerden biri olan Abdullah b. Cahş’ın komutasında Nahle Vadisi’ne düşman hakkında bilgi toplamak maksadıyla gönderildiğinde henüz cihada izin verilmediği halde oradaki kervanın önünü keserek Amr b Hadremî adlı kişiyi öldürmüş olmalarıdır.

  • Zekât ibadeti de H. 2. Yılında (Tevbe 60) farz kılınmıştır.

  • Ahdi bozan düşmanların durumuna yönelik En-fal:58. âyeti H.2. yılında nazil oldu.

bottom of page